fenveteknoloji
Sitemize hoşgelidiniz.........
8 Mayıs 2012 Salı
9 Nisan 2012 Pazartesi
İNSAN VE ÇEVRE
İNSAN VE ÇEVRE
Kara, deniz ve havanın her zerresinde
canlılar bulunur. Bu canlılar dengeli bir şekilde ürer, birbirinden gıdasını
alıp yaşar ve çevreyi kirletmeden, yeryüzünde leş faciasına yol açmadan ölür
veya başka canlılara yem olur. Bu düzen milyarlarca yıldır devam etmektedir.
Çevremizde bulunan varlıklar; canlı ve cansız
varlıklar olmak üzere ikiye ayrılır. Cansız varlıklar su, toprak, hava, mineral,
ışık vb. iken; canlı varlıklar ise insanlar, hayvanlar, bitkiler, tek hücreli
canlılar vb. dir.
Canlılar tek başlarına bulunmaz. Bir canlı
yaşamını ancak diğer canlılarla etkileşim halinde olduğunda sürdürebilir. Örneğin;
geyiklerin yaşaması için ortamda besleneceği otlaklar bulunmalı, büyük
balıkların beslenmesi için ise ortamda beslenebileceği canlılar bulunmalıdır.
İNSAN VE ÇEVRE KAVRAM
HARİTASI
|
TÜR-POPULASYON-HABİTAT
TÜR:
Ortak bir atadan meydana gelen, çiftleştiklerinde verimli döller verebilen, benzer
özellik gösteren canlılara tür denir. Aslan, köpek, insan, papatya, menekşe, penguen
hepsi türe birer örnektir. Fakat etrafımızda gördüğümüz her canlı tür değildir
örneğin katır ve kurt köpeği birer tür değildir. Çünkü; kendi aralarında
üreyemezler ve farklı türlerin birleşmesiyle oluşurlar bu yüzden tür
sayılmazlar.
O halde bir canlının tür sayılabilmesi
için;
1.Ortak
atadan gelmek
2.Benzer
özellikler taşımak
3.Kendi
aralarında çiftleştiklerinde üreyebilen bireyler oluşturmak gibi özellikleri
taşıması gerekir.
POPULASYON:
Belli bir bölgede yaşayan, aynı türe ait bireylerin oluşturduğu canlı
topluluğuna populasyon denir. Karadeniz’de yaşayan Hamsi balıkları, Van
Gölü’nde yaşayan İnci kefali populasyonlara birer örnektir. Fakat bir türün
bireyleri farklı bölgelerde populasyon oluşturabilir. Örneğin sazan balıkları
hem Sapanca gölünde hem de Eğirdir gölünde iki farklı populasyon oluştururlar.
HABİTAT:
Her populasyona ait bireyler doğada kendilerine ait yerlerde yaşamlarını
sürdürebilirler. Bireylerin bu doğal yaşam ortamlarına habitat denir. Habitata
yaşam adresi de denilebilir. Her habitatın kendine özgü fiziksel, kimyasal
şartları ve iklimsel özellikleri vardır. Habitatta birden fazla hayvan ya da
bitki türü yaşar. Habitat örnek verirsek; Kutup ayısının habitatı kuzey
kutbudur, İnci kefalinin habitatı Van gölüdür.
EKOSİSTEM
Bir bölgede yaşayan bütün canlıların ve
onların yaşamlarını etkileyen cansız faktörlerin oluşturduğu bütünlüğe
ekosistem denir. Ekosistemde bulunan canlılar, bitkiler, hayvanlar ve
mikroorganizmalardır. Cansızlar ise; su, rüzgâr, toprak, hava, güneş ışığı vb.
varlıklardır.
EKOSİSTEM=Habitat
+ Habitatta yaşayan tüm canlılar
Canlılar ile cansız ortam arasında sürekli bir
etkileşim vardır. Bu nedenle canlının yaşadığı yeri o bölgede yaşayan diğer tüm
canlılar ve o bölgenin cansız koşulları belirler. Her ekosistemin kendine özgü
fiziksel ve kimyasal koşulları vardır. Bir ekosistemde ancak bu koşullara
uyumlu olanlar yaşamlarını sürdürebilir.
EKOSİSTEM ÇEŞİTLERİ
1-ÇÖL
EKOSİSTEMİ: Çöller sıcaklığın yüksek, nemin düşük, rüzgârın şiddetli ve yağışın
düşük olduğu ekosistemlerdir. Canlı yaşamı için çok uygun koşulları bulunmaz.
Bundan dolayı çöllerde az sayıda bitki ve hayvan türü bulunur. Bu da bize
ekosistemin iklim özellikleri bu ekosistemde yaşayan canlı çeşitliliğini
belirlediğini gösterir. Çölde yaşayan kaktüs bitkisi gövdesinde besin ve su
depolayarak ortam koşullarına uyum göstermiştir ve bu şekilde yaşamını sürdürmektedir.
Benzer şekilde çöl tilkisinin de tüyleri açık renklidir böylece güneş ışığını
yansıtarak kendini sıcaklığa karşı korur.
2-DENİZ
EKOSİSTEMİ: Deniz ekosistemi bir hücreliden büyük vücutlu ya çok sayıda populasyonu
içinde bulundurur. Denizlerin tuzluluğu, sıcaklığı, ışık miktarı, suyun
derinliği burada yaşayan canlı çeşitliliğini etkilemektedir. Denizde yaşayan
canlılar da hem birbiriyle hem de yaşadığı ortamla etkileşim halindedir.
Denizle birbirinden farklı koşullara sahiptir. Tuzluluğu, sıcaklığı, derinliği
birbirinden farklıdır. Bu nedenle her deniz canlısı her denizde yaşayamaz.
Herhangi bir denizde bu denizin özelliklerine uyum sağlamış canlılar
yaşayabilir.
3-YAĞMUR
ORMANLARI: Yağmur ormanları sıcaklık ve yağışın çok yüksek, rüzgârın zayıf
etkili olduğu ekosistemlerdir. Bu iklim özelliklerinden dolayı yağmur ormanları
dünya ikliminin dengede kalmasını da sağlar. Amazon ormanları en büyük yağmur ormanıdır.
Yağmur ormanları ekosisteminde çok sayıda bitki ve hayvan yaşar. Bunlara örnek
olarak; yırtıcı kuşlar, palmiyeler,
maymun, böcekler verilebilir. Yağmur ormanları ekosistemi canlı çeşitliliği
açısından çok zengindir.
BESİN ZİNCİRİ VE BESİN AĞI
Canlıların ortak özelliklerinden biriside
beslenmedir. Doğada canlıların beslenmesinin temelinde enerji ihtiyaçlarını
karşılamaları yer almaktadır. Bütün canlıların kullandığı enerjinin temel
kaynağı güneş enerjisidir. Tüm canlılar doğrudan ya da dolaylı olarak güneş
enerjisini kullanırlar. Güneş enerjisinden faydalanmak için canlılar arsında
kurulan beslenme etkileşimine BESİN ZİNCİRİ denir.
Bu besin zincirinde üretici, otçul, etçil
ve hem etçil hem otçul olmak üzere dört çeşit canlı grubu bulunur.Güneş ışığını
kullanarak karbondioksit ve sudan besinini üreten canlılara ÜRETİCİ
denir.buğday, mısır, karpuz, elma gibi canlılar üreticidirler.üreticiler
yaşamın başlaması ve devam etmesini sağlayan en önemli canlı gruplarıdır..
Üreticileri yiyerek beslenen canlılara
OTÇULLAR denir. Keçi, serçe, zebra otçullara örnektir.
Doğadaki otçul ve etçil hayvanları
yiyerek beslenen canlılara ETÇİLLER denir. Kaplan, şahin, timsah etçillere
örnektir.
Hem üreticileri hem de etçil veya otçul
hayvanları yiyerek beslenen canlılara HEM ETÇİL HEM OTÇULLAR denir. Ayı, insan
buna örnektir.
Ekosistemde yaşayan bu canlılar beslenme
yoluyla birbirine bağlıdır. Her ekosistemde çok sayıda farklı besin zinciri
bulunur her bir canlı çok sayıda farklı besin zincirinin halkasını oluşturabilir.
Canlılar arasındaki bu karmaşık beslenme ilişkisine BESİN AĞI denir.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Biyolojik çeşitlilik
canlı organizmalar ile onların bulunduğu ortamlar arasındaki çeşitliliği ifade
etmektedir. Bir ekosistemin biyolojik çeşitliliğini iklim, toprağın yapısı,
ekosistemin dünyadaki konumu vb. etmenler belirler. Canlılar arsındaki besin
zinciri denilen büyük etkileşimdeki kopmalar yani türlerin ortadan kalkması, besin
zincirinin sürekliliğini bozar ve biyoçeşitliliği azaltır. Aynı şekilde türün
artması da onunla beslenen tür çeşidi ve sayısını da artırır.
Türkiye, büyük biyolojik
merkezlerden biridir. Sahip olduğu olağan üstü zengin biyolojik çeşitlilik ile
ılıman iklim kuşağının en önemli ülkeleri arasında yer almaktadır. Ülkemizin biyolojik
zenginliğinin nedenleri; Asya, Avrupa ve
Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunması iklim farklılıkları, deniz, göl, akarsu
gibi ortam çeşitliliği ve yükseklik farklıklarıdır.
Ekosistemde meydana
gelen bozulma ve tahribatın sonucunda birçok hayvan nesli tehlikeye düşmüş ve
yok olmuştur. Buna: Dinozorlar, Kunduz, Asya fili örnek verilebilir.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİKLERİN ÖNEMİ
A)BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİN
ÖNEMİ: Bitkiler havayı temizler, erozyonu önler, toprağa organik madde kazandırır.
Diğer canlılara da barınma ve beslenme ortamı sağlar. Bilimdeki ilerlemelere
bağlı olarak birçok bitkiden, değişik hastalıklar için ilaçların elde edinmesi
de mümkündür.
B)HAYVAN ÇEŞİTLİLİĞİNİN ÖNEMİ: İnsanlar ilk çağdan günümüze kadar
hayvanları avlayarak, evcilleştirerek gıda kaynağı olarak taşımacılıkta, giyimde
ve tıpta kullanılmaktadır. Bazı böcekler tarımda zararlı türlerle beslenerek bu
türlerin savaşımında kullanılmaktadır. Bitkilerin büyük bölümü tozlaşma için
böceklere gereksinim duyar bu şekilde bitki çeşitliliğinin devamını
sağlamaktadır.
C)EKOSİSTEMİN EKOTRUZİM OLARAK SAĞLADIĞI FAYDALAR: Doğaya dayalı turizm,
ekoturizim olarak adlandırılır. Milli parklara ve doğaya gidilerek insanlar streslerinden
arınır. Biyolojik çeşitlilik ve doğal güzellikler bakımından, dünyada eşsiz bir
yere sahip olan ülkemiz ekoturizim de
büyük potansiyele sahiptir. Örneğin: Kelebek Vadisi’ndeki kelebekleri
görmek amacıyla, tatil sezonu boyunca günde 15.000 turistin ülkemizi ziyaret
eder.
ÇEVRE SORUNLARI VE ETKİLERİ
ÇEVRE SORUNLARI VE ETKİLERİ
Hızlı nüfus artışı,çarpık kentleşme, uzaya gönderilen uzay araçları, nükleer denemeler ve teknolojinin hızla ilerlemesi çevre kirlenmesine ve buna bağlı olarak da biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden olmaktadır.bu durum sonucunda ise doğal denge bozulup ileride ekosistemlerin yok olmasına neden olacaktır.Ülkemizi ve dünyamızı tehdit eden bu sorunların başlıcaları ;hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği,orman tahribi ,çığ ve nükleer kirliliktir.
1-HAVA KİRLİLİĞİ
Havada %21 oksijen, %78 azot ve %1 oranında nem,karbondioksit gibi farklı maddeler vardır.Havanın bu yapısını değiştiren her madde kirleticidir.Atmosferde bulunan toz,duman,gaz,su buharı şeklindeki kirleticilerin,insan ve diğer canlılara zarar verecek düzeye ulaşmasına HAVA KİRLİLİĞİ denir.Fosil yakıtlar,sanayileşme,taşıtların egzoz gazları,volkanik patlamalar vb. gibi faktörler hava kirliliğine neden olur.Bu hava kirliliği asit yağmurlarına, sera etkisine,ozon tabakasının zarar görmesine neden olmaktadır.
a-)Asit yağmurları:Fosil yakıtların çok tüketilmesiyle havaya karışan gazların havadaki su buharı ile birleşerek yeryüzüne asit oranı yüksek yağışlar düşer.Bu yağışlara asit yağmurları denir.Asit yağmurları toprağı,bitkileri akarsu ve göllerdeki canlıları olumsuz yönde etkiler.İnsan ve hayvanlarda solunum sistemi rahatsızlıklarına neden olur.
b-)Sera etkisi:Sanayileşme ve fosil yakıtların çok kullanılmasından dolayı havadaki karbondioksit miktarı artmaktadır.Atmosferde bulunan karbondioksit,yeryüzünden yansıyan ışınları tutarak ışınların atmosfer dışına çıkmasını engeller ve dünyanın ısınmasına neden olur.Bu olaya sera etkisi denir.Sera etkisi küresel ısınmaya neden olur.Küresel ısınmayla beraber buzullar erimeye,su kaynakları tükenerek çölleşmeye başlar .Yani dünya büyük bir tehdit altına girer.
c-)Ozon tabakası: Ozon tabakası canlılar için zararlı olan güneş ışınlarını emerek dünyaya gelmelerini engeller.Ancak günümüzde artan hava kirliliği yüzünden ozon tabakasındaki ozon gazı miktarı azalmış buna bağlı olarak da güneşten gelen zararlı ışınlar dünyaya ulaşmaktadır.Ayrıca güney kutbunda ozon tabakasında açılan delik yüzünden tüm canlılar büyük tehdit altında bulunmaktadır.
2-SU KİRLİLİĞİ
Evsel ve endüstriyel atıklar,tarımsal mücadele ilaçları,asit yağmurlarının sulara karışması ile su kirliliği meydana gelir.Su kirliliği suda yaşayan canlıların yaşamını olumsuz etkilediği gibi suya ihtiyaç duyan tüm canlıları olumsuz etkiler.Mesela kirli sulardan insanlara ishal, dizanteri, kolera, sarılık gibi hastalıklar bulaşabilir.Bu yüzden tüm canlıları ve biz insanları korumak adına su kirliliğine neden olmamak için önlemler almalıyız.Bu önlemlerin en başında endüstriyel atıkları arıtmadan sulara karıştırmamalıyız,yağ gibi atıkları su ile karıştırmamalıyız.Bu atık yağları biriktirip yetkili yerlere vermeliyiz.
3-TOPRAK KİRLİLİĞİ
Tarımsal mücadele ilaçları, kimyasal gübreler, asit yağmurları evsel atıklar toprak kirliliğine neden olur. Toprak kirliliği o toprakta yaşayan tüm canlıların yaşamını hem dolaylı hem de doğrudan olumsuz yönde etkiler.Örneğin kirli bir toprakta yetişen bir bitki topraktaki kimyasalları alarak doğrudan etkilenmiş olur.İnsanlarda bu bitkileri tüketerek dolaylı yoldan toprak kirliliğinden etkilenir. Ayrıca toprağın verimini düşürür.Hatta toprak kirliliği doğrudan su kirliliğine de neden olur.Çünkü toprağı kirleten atıklar yer altı ve yer üstü su kaynaklarına karışabilir.
4-)ORMAN TAHRİBİ
Ormanlar, orman yangınları, kaçak yapılaşma, tarım alanı açmak için birçok ormanın kesilerek yok edilmesi gibi nedenlerle ormanlar tahrip olmaktadır.Ormanların yok edilmesiyle canlılar için gerekli olan oksijen miktarını üretimi azalır,erozyon olasılığı artar,ormanlardaki bitki ve hayvan ekosistemleri yok olur.Hatta bazı türlerin habitatları yok edilerek türün yok olmasına bile neden olur.Ormanları tahrip etmemek insanların elinde.Onları koruyup kollamamız gerekirken zarar veriyoruz.Ormanları korumak için en basitinde piknik yaptıktan sonra çöplerimizi ve özellikle cam maddeleri toplamlıyız.Çünkü cam maddeler güneş ışığını yansıtarak büyük orman yangınlarına neden olabilir.
5-)ÇIĞ
Eğimli arazilerde birikmiş olan büyük kar örtüsünün yerçekimi etkisiyle kaymasına ÇIĞ denir.Çığ genelde zayıf bitki örtüsü olan yamaçlarda gerçekleşir.Çığ ile beraber verimli olan toprakta taşınır ve toprak verimsizleşmiş olur.Çığdan korunmak için ağaçlandırma çalışmaları yapılmalıdır.
6-)NÜKLEER KİRLİLİK
Duyu organlarımızla algılayamadığımız zararlı ışınların çevreye yayılmasıyla oluşan bir kirlilik çeşididir.Bu ışınlar kansorejen etkiye sahiptir.Etkisi çok uzun yıllar boyunca devam eder.Nükleer silahlar,nükleer santraller ve nükleer atıklar bu kirliliğe neden olmaktadır.Bu kirlilik kalıtsal hastalıklara neden olarak engelli çocukların dünyaya gelmesine neden olur.
1986 yılındaki Çernobil faciasında çevreye yayılan radyasyon ,pek çok insanın ölümüne ,birçok insanın kanser ve çeşitli hastalıklara yakalanmasına neden olmuştur.Ayrıca bizim ülkemizi de olumsuz etkilemiştir.Özellikle Karadeniz bölgesinde etkileri daha çok gözükmekle beraber hala etkileri sürmektedir.
DEĞERLENDİRME ETKİNLİKLERİ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)